24 Eylül 2010 Cuma

29 hafta 5 gün

Heyecanla bilgisayarımın başına geçtim ve bugünümüzü anlatmaya çalışacağım...

Bu sabah yataktan zor kalktık oğlumla, çünkü uykuların pek tadı kalmadı. Beş yastıkla yatıyoruz geceleri:) Nerdeyse sadece süt ve süt ürünlerinden oluşan kahvaltımı hazırlayıp yaptıktan sonra hemen oturdum. Çünkü yorulmuştuk.

Sesimin pek iç açıcı olmadığını bildiğimden, oturdum ve kara kara oğluma nasıl ninni söyleyeceğimi düşünmeye başladım. Oysa tüm annelerin ve öğretmenlerin sesi güzel değil miydi? Yok yok, ben anne de olsam sesim güzel değil :( Muhteşem sesli Montserras Figueras'ın dünyanın farklı coğrafyalarından toplam 72 milletin ninnisini topladığı 'Ninna Nanna' cd'sini dinletmek geldi aklıma. Hemen açtım cd çaları. Dün tepinen bebek, bugün müziği dinledikten sonra daha bir sakin sanki.

Yıllardır çalıştığım ve hastalık gibi durumlar dışında evde pek vakit geçirmediğim için sıkıldığımı anlayan babamız akşamüstü aradı ve dışarda yemek yemeyi önerdi. Heyecanla hazırlandım ve Beyoğlu'nda buluştuk, biraz yürüdük ve Karaköy'de Karaköyüm (http://www.karakoyum.com/) 'de yemek yedik. Bu arada bilmeyenlere Karaköyüm'de mutlaka yemek yemelerini öneririm.

Artık babamızın akşam ilk sorusu 'oğlumuz bugün ne yaptı?' oluyor. Ben de tıpkı ilkokul günlerimde henüz merdivenlerden yukarı çıkarken anneme heyecanla gün içinde neler yaptığımızı anlattığım gibi başlıyorum anlatmaya ve biliyorum ki oğlumdan bahsederken gözlerim ışıldıyor. 

...
Hayatımda bu heyecanı bana yaşattığın için, bu haftalarda geceyi gündüzü birbirinden ayırmayı öğrenen gözlerine ölürüm senin güzel oğlum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder